Türkiye’de de tablo çok farklı değil. Son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı, 4.000 m3’ten 1.519 m3’e düştü. 2030 yılına kadar nüfusumuzun 100 milyona çıkacağı ve kişi başına düşen suyun 1.100 m3’e düşeceği öngörülüyor. Son 50 yılda 3 Van Gölü büyüklüğündeki sulak alan kaybedildi. Bu yalnızca biyolojik çeşitlilik kaybı anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, daha az tarım, daha az balıkçılık ve daha az ekonomik getiri demek. Artan nüfus, büyüyen ekonomi ve su talebi düşünüldüğünde yaşam için vazgeçilmez olan su kaynaklarının akılcı kullanımı ve iyi yönetimi suyla ilişkili risklerin bertaraf edilmesinin ön koşuludur.
Türkiye’de de tablo çok farklı değil. Son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı, 4.000 m3’ten 1.519 m3’e düştü. 2030 yılına kadar nüfusumuzun 100 milyona çıkacağı ve kişi başına düşen suyun 1.100 m3’e düşeceği öngörülüyor. Son 50 yılda 3 Van Gölü büyüklüğündeki sulak alan kaybedildi. Bu yalnızca biyolojik çeşitlilik kaybı anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, daha az tarım, daha az balıkçılık ve daha az ekonomik getiri demek. Artan nüfus, büyüyen ekonomi ve su talebi düşünüldüğünde yaşam için vazgeçilmez olan su kaynaklarının akılcı kullanımı ve iyi yönetimi suyla ilişkili risklerin bertaraf edilmesinin ön koşuludur.
Yorumlar
Yorum Gönder